5 Haziran 2009 Cuma

Genç yakışıklı izmir erkeği ve bozulan fikayası..


İzmir erkekleri değilmi?

Bizi bizden alan en güzel duyguları yaşamamıza sebep olan.. Omuzlarını gere gere izmir sokaklarında volta atıp gönlümüzü çalan? Evet onlar izmir erkekleri..

Peki ya düştükleri komik durumlar?

Bu akşam başımdan geçen bir olayı anlatıcam size..
O omuzlarını gere gere gezen en güzel duyguları yaşamamıza sepep olan izmir erkekleri çoğu zamanda biz bayanların gülme krizine girmesinede neden olur :)

Bakkala gitmek için evden çıktığımda tesadüfen arkadaşlarımla karşılaştım, koyu bir sohbete daldık ve olaylar beraberinde geldi..
Biz muhabbet ederken karanlığın içinden selvi boylu esmer bir genç çıka geldi yine her izmirli erkek gibi omuzlarını gere gere karanlığı yara yara geldi.. Yüzündeki ciddi ve umursamaz ifadeden ödün vermeden yanımızdan yavaşça ve emin adımlarla geçti..
Tabi biz bu sırada hala yakın markajdayız :) Yanımızdan geçtikten 2, 3 metre sonra duraksadı aniden, ve hafif eğilerek ayak bileğine doğru baktı, o sırada bileğinden sarkan birşey olduğunu fark ettim. ilk önce yara bandı olabiliceği aklıma geldi.. Ayağını sallayarak bileğinden sarkan meçhul şeyden kurtuldu ve ardından bir adım attıktan sonra ayağını yere sürtmeye başladı.. Şaşırmıştım acaba neden böyle birşey yapmıştı?
Neyse kısa bir duraklamadan sonra yoluna devam etti. Genç çocuk yürürken birkaç metre geri baktım ve ne göreyim ? Bir kaç metre ilerimizde durmasına rağmen fark etmediğimiz mayın genç delikanlıyı vurmuş :):):) Bastığı köpek pisliği parmak arası tokyo terliğinden fırlayıp ayak bileğine yapışmışş :):):) Küçük birşeyde değildi hani :):) Bozuntuya vermeme çabalarına rağmen tabiki kendimizi gülmekten alı koyamadık ve adeta izmir sokaklarını gülmekten inlettik :) Gülme krizim geçtikten sonra eve geldimm, gülmeye devam ettim ve bu anımı sizinle paylaşmaya karar verdimm :) Umarım bu satırları okurken sizde gülmüşsünüzdür çünkü ben hala kıkırdamaya devam ediyorum :)

4 Haziran 2009 Perşembe

biraz ondan biraz bundan ve kısacası ben :)


Daha doğrularımı götürmeye yetecek kadar yanlış yapmadım bu hayatta, Çünkü onlar benim doğrularımdı.. Çok sıkıştığım yerde boş bıraktım hep soruları.. şimdi bıraktığım boşlukların birindeyim, Yıllar yılı bize öğretilendeyim kısacası.. Kendi doğrularıyla ve kendi doğruları için yaşamaya, güneşe ulaşmaya çalışırken boynunu büken bir goncayım belkide.. Hani derler ya "bir deli taş atmış kuyuya bin akıllı çıkartamamış" diye, işte o deli benim belkide.. Hayır hayır bir kuzuyum sadece..Çoooook uzunmuş ve hiç bitmeyecekmiş gibi görünen uçsuz bucaksız yemyeşil bir yaylada, otların birgün solacağını bilerek, etrafında volta atan kurtların varlığından habersizmişcesine tıka basa karnını doyurup oyunlar oynayan bir kuzucuk.. İnsanların kapılıp gittiği sürü pskolojisinden kurtulmaya çalışan, İçinde yaşadığı fırtınalara ve bildiği ama işine gelmeyen tüm gerçeklere rağmen, sahte bir tebessüm ve aldırmaz bir tavırla gizlenen, herşeye gülüp geçerken hayatı görmezden gelir bir tavırla adeta hayat bir şakaymış ve hayatın anlamı gülmekten ibaretmiş gibi hoplayıp zıplayan koca bir koyun sürüsünün içindeki tek kuzuyum belkide.. Yanlış anlaşılan, anlaşılamayan ve çoğu zamanda anlaşılmak istemeyen. Yaşının verdiği enerjiyle hoplayıp zıplamaktan hiç vazgeçmeyen daha 20'sinde deli bir kuzuyum sadece..